6 Haziran 2013 Perşembe

Taksim Gezi Parkı izlenimlerim


Günlerdir Taksim'e gezi parkı'na gitmek istiyordum. Gençlerle aynı ortamda olmak, onlara destek olmak ve bu ortamın bir parçası olmak istiyordum. Önce Esin kızım sonra Sevinç Beta ve kızıl oldular onlarla ilgilendim, sonra da ben çok hastalandım sanırım onlardan kaptığım için. Zaten İstanbul'da ailemizden birisi olmadığı ve bakıcımız da bulunmadığı için çocukları kimseye bırakmam ve Taksim'e gitmem imkansızdı. Bugün artık tüm hastalar çok şükür iyileşti ve çocukları okula bırakıp Gezi Parkı'na koştum.



Taksim'deki ortamı orada bulunmadan anlamak imkansız. Fotoğrafları görmekle veya videoları izlemekle kesinlikle anlaşılmıyor. Taksim sanki bu dünyaya ait olmayan bir yer. Birlik beraberliğin, huzurun ve barışın olduğu bir yer. Tamamen halkın içinden gelen bir istek buraya gelmek. Dışardan kışkırtma hikayeleri de aynen hikaye. Bunu parayla bile yapamazsınız. İnsanlar 10 gündür orada yaşıyorlar.


Gezi parkında neredeyse herşey bedava. Anneler ev yapımı poğaçalar, kekler, meyva, tatlı göndermişler. Kutu kutu kandil simitleri dağıtılıyor. Çay kahve ikram ediliyor. İnsanlar bu duruma önce şaşırıyor sonra teşekkür edip birşeyler alıp yiyorlar. Gençler yüz kadar çadır kurmuşlar burada yaşıyorlar. Çevredeki otellerde tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını gideriyorlarmış. Çok güzel bir iletişim var aralarında. Aile gibi olmuşlar. Bir köşede bildiri okunuyor, diğer köşede halay çekiliyor,başka bir yerde yoga yapılıyor, en çok da oturup içinde olduğumuz durumu konuşuyorlar. Umarım bu konuşmalardan barışçıl ve adil bir çözüm çıkar.


Bir de 'Gezi kütüphanesi' kurmuşlar. İnsanlar evden kitap getirip bırakıyorlar, orada kalanlar da alıp okuyorlar.



Taksim'in her yerini dolaştık. beni özellikle Taksim'e giden tüm yollara kurulan barikatlar ve başlarındaki nöbetçiler etkiledi. Her bir girişe 3 katman halinde barikat kurulmuş etraftan toplanan taş ve metallerle.  Bazı yerlerde otobüsler devrilmiş ve onlar barikat olmuş. Bizim vergilerimizle alına kamu mallarına böyle zarar verilmesi hiç hoş değil. Kesinlikle çok üzücü. Umarım daha fazla zarar vermezler ama tabii insanoğlu da saldırıya uğrayınca kendini korumak için böyle bir şey yapmak isteyebilir. Barikatlarda nöbet tutan gençlerle konuştum bize kandil simiti ikram ettiler. Çok yorulduklarını ama kesinlikle vazgeçmeyeceklerini söylediler. Geceleri biraz daha zorlu geçiyormuş.


Taksim Heykelinin ve Atatürk Kültür Merkezi binasının üstünde solcu akımların bayrakları ağırlıktaydı. Solcu akımın bu durumdan nemalanmak istediği açık ama bence böylece sadece bu harekete zarar verirler. Bir yere de ulaşacaklarına inanmıyorum. Sol görüşlü bir partinin iktidar olması imkansız gibi bir şey. Zaten dünyanın her yerinde çöken bir sistemi hiç kimseye kabul ettiremezler artık. Gençlere tabii nostaljik ve ilginç geliyor ama hadi bakalım kapitalizme elveda gençler dediklerinde etraflarında bir tane bile alkışlayan bulacaklarını sanmıyorum. Buralarda Atatürk resimlerinin olmaması da rahatsız ediciydi. Neyse ki akşam gelenler yanlarından pek çok Atatürk resmi getirmişlerdi.


Her bir köşede kasklar, deniz gözlükleri, gaz maskeleri, yarı talcid yarı su sprey şişeleri, limon ve şu günlerde işinize yarayacak şeyler satılıyor.

Çok ilginç bir deneyimdi benim için. Zaten çocuklarla uğraşmaktan uzun yıllardır doğru dürüst Taksim'e gidememiştim.  Taksim'i böyle görmek çok hoşuma gitti. Hayat devam ediyordu, büfeler ve işyerleri açıktı. Ama Taksim'e arabayla ulaşmak imkansız şu an ve etrafta bir tane bile güvenlik görevlisi, belediye çalışanı ve tabii polis memuru yoktu. Emniyeti sağlayacak kimse yoktu ama asayiş her zamankinden daha berkemaldi. Hatta Taksim heykelinin yanındaki demirlerde otururken kayınbiraderim cebinden cüzdanını çimenlere düşürmüş. Farketmedik ve kalkıp bayağı uzaklaştık. Birden farkettik ve şok olduk. Hemen gittiğimiz yerlere baktık. Normal bir zamanda olsa o cüzdanı bir daha göreceğimizi sanmıyorum ama bu yeni dünyada orada tamamen gönlünden kopup evden getirdiği sardunyaları heykelin etrafına dikmekte olan amca cüzdanı bulmuş  ve etrafta verecek bir polis olmadığı için birinin gelip sormasını bekliyormuş. Çok sevindik.

Sonuçta Taksim'de bir huzur ortamı var. Akp'lilerin bile rahatça gidip görebileceğine inanıyorum. Hatta mutlaka görmeliler diyorum. Umarım bu güzel ortam baskınlar, gaz ve coplarla bozulmaz ve bu durum sevgi, saygı ve barış ile çözüme ulaşır. Gidip göremeyenler için oradaki ortamı anlatmak istedim. Tabii ki böyle turist gibi gezmek beni yeterince mutlu etmedi, keşke daha fazla destek verebilseydim. Lütfen hemen saldırıp hakaretler etmeyin. Şu anda gündemde olan Taksim Gezi Parkı'ndaki hayatı gidemeyenlere anlatmak amacım. Türkiye için huzur ve barış dolu günler diliyorum.




Not: Lütfen doktorunuzu dinleyin. Benim tavsiyelerim sadece benim tecrübelerim ve kişisel araştırmalarımdır. Teşhis ve tedavi niteliği taşımaz ve doktorunuzun tavsiyesinin yerini tutmaz. Sevgiler

Ana Sayfaya Dönün

4 yorum:

  1. ben artık bu taksim saçmalığına son verilmesini istiyorum eğer ki halk illa ki akp den hırsını alacaksa bu kaldırıma otobüse zarar vermeyle olmaz bu başkasının hakkına girmektir benim cebimden para alınmasıyla otobüsün parçalanması arasında fark görmüyorum ben akp nin her yaptığını doğru bulmuyorum ama gidip de otobüsü parçalamaya da çalışmıyorum biz 50 kişiye ders anlatmak için saatte 9 lirayı bulmayan ücret alıyoruz ve insanlar da bizim bu emeğimize saygısızlık yaparak otobüsü parçalıyor ben onlara hakkımı helal etmiyorum başka şekilde tepkinizi koyun yürüyüş yapın oy vermeyin oy verilmesini engellemeyin ama bizim hakkımızı da yemeyin ece hanım yanlış anlamayın 2 tekil şahıs yazdım ama sözüm size değil bunu yapan herkese

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama umarım bu isyanınızı bu parti çalıp çırptığında, oğullarına gemicikler aldığında, kızlarına inanılmaz ücretlere danışmanlık yaptırdığında, kendi adamlarına her türlü işi fahiş fiyatlara yaptırdığında, ülkemin kar eden işletmelerini 2 yıllık cirosuna elaleme sattığında da dile getiriyorsunuzdur umarım. Bunların yanında 4 tane otobüsün parası karşılaştırılamaz. ya da kaldırım taşlarının. Onlar zaten her sezon değişiyor yandaşlar zengin olsun diye.Ben de kesinlikle kamu malına zarara karşıyım ama böcek gibi aşırı bir şekilde gazlanan, tazyikli suyla oradan oraya sürüklenen, kafasına kafasına coplanan insanların da yoldan çıkıp kendini koruma içgüdüsüyle bunları yapması olabilecek birşey. İnsan kendini korumak için herşeyi yapmaya programlanmıştır. İlk başta barışçıl oturan gençlere zulüm edilmeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı. sevgiler

      Sil
    2. Ben bu adamlara defalarca Bimer'e yazdım yapılan haksızlıklar için ve gıyabında bir sürü de beddua ettim ve ancak verilecek en güzel ve en etkileyici cevap da buydu.
      Evet insanlar şiddete maruz kalınca bir nefsi müdafaa da bulunacaklar çok doğru. Kendilerine sıkılan gaza karşı halka mal olan otobüsü parçalayınca bu nefsi müdafaa mı oluyor,polise karşı başkaldırı mı oluyor, yoksa hükümete karşı mı baş kaldırılmış oluyor?
      Bence cevap hiçbiri sadece alnının teriyle bizim gibilerin haklarına saygızlık edip hakkımıza giriyorlar neyse söyleyeceğimi de söyledim zaten. Allah bunları yapanları ıslah eylesin ve tekrarını yaşatmasın.

      Sil
  2. Otobüsü otobüs şoforu gençlere zarar vermesin diye TOMA ve gençler arasına çekti, işini kaybetmek pahasına. Bunun bilinmesi önemli, çünkü sürekli propaganda yapılıuyor aslında ne olduğuna dair.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.