24 Ekim 2013 Perşembe

Konuk Yazar: Ödev Savaşları - Psikolojik Danışman ve Terapist Tansu Oskay Hassas Anneler için yazdı


Sevgili Hassas Anne, 
Çoğu annenin kanayan yarası evdeki Ödev Savaşları konusunda annelere destek olacak birkaç ipucunu seve seve paylaşıyorum… 

Çocuklar genelde ödev yapmak istemiyor, dersin başına bir türlü oturamıyor. Bu isteksizlik ve direnç ebeveynle çocuk arasında çatışmaya dönüşüyor. Giderek artan ve uzayan bu çatışmaların süreklilik göstermemesi ve çocukların ödev yapma alışkanlığına sahip olmasına engel oluşturmaması için ailelerin bazı hususlara dikkat etmeleri gerekiyor:

İlk olarak ailelerin genelde defalarca tekrarladıkları hatalar var. Çocuklarına ödev yapmalarının neden gerekli olduğunu, bunun onların eğitim hayatını dolayısıyla tüm hayatlarını etkileyecek bir konu olduğunu uzun uzun anlatıyorlar. Çocuklar yıllar sonrayı soyut düşünceleri gelişmediği için yetişkinler gibi gözlerinde canlandıramazlar. Ergenlerde içlerinde bulundukları dönem itibariyle, duygusal olarak yıllar sonraki başarılı yetişkin hedefiyle hiç ilgilenmiyorlar. Anne-babalar çocuklarına “Ödevini yapman lazım” derken bir nevi satın almaya gönüllü olmadıkları bir ürünü “bak bu senin için faydalı” diye satmaya çalışır durumuna düşüyorlar. Kendilerini çocuklarının yerine koymuyor, kendi çocukluklarını hatırlamıyorlar. Çünkü bunu yaptıklarında ödev yaptırımı konusunda otoritelerini kaybetmekten endişe edebiliyorlar. Halbuki çözüm sağlıklı, çift taraflı ve kuvvetli ilişkiyi kurmuş olmaktan geçiyor. Ödev yapmak istemeyen bir çocuğa ancak gerçek ve samimi, iyi bir ilişkinin kurulduğu, pozitif ve sağlıklı iletişim olan ev ortamının bulunduğu aile düzeni ile bu ilk şartı yerine getirerek yaklaşabilir ebeveyn. Daha sonraki adım ise onu ödevi “satın alma”ya ikna edecek, yaratıcı yollar olmalı. İlk şart yerine gelmezse, ne öğrencilik hikayeleri, ne başarı örnekleri, ne caydırıcı veya imrendirici masallar çocuğa işlemiyor.


Peki çocuklara ödev konusunda zorlukları azaltmak için nasıl davranmalıyız:


· Öncelikle samimi ve empatik olmalı ebeveynler. Model olduklarını da unutmamalılar. “Odana gir dersini çalış”, “kitabını oku”, diyerek televizyon seyreden bir model, evde ödev konusuna destek vermez.

· Bir diğer önemli nokta, çocukların akşam anne-babalarıyla evin yaşam alanlarında zaman geçirme isteği. Özellikle çalışan anne-babalar çocuklarına henüz yeterli alt yapıya gelmeden ”ben gelmeden ödevler bitsin” diyor, sonra eve geldiklerinde aslında onlarla vakit geçirmek isteyen, onları özlemiş çocuğa, odana git ödevini yap diyorlar. Durum aslında buysa ebeveynin bunu farkedip yapacağı okuma, bilgisayar gibi işini veya gazetesini, dergisini yanına alıp “Bugün seni özledim. Yanına geleyim de sen ödevini yaparken ben de şu işimi halledeyim. İşlerimiz bitince birlikte bir şey yaparız.” Demesini ve yanında biraz bulunmasını öneriyorum.

· Akademik konular konuşulurken hedefler, planlar, konuşmalar hep kısa vade olsun. Temel yaşama dair öğütler ile birleştirilmesin. Anne-babalar her ödev yapmaması sorununda konuşmayı sınav sistemine, not ortalaması ve başarı puanı uygulamasına, oradan iyi bir okula girmenin önemi ve iyi iş bulmanın ön koşulu olmasına bağlamasınlar. Çocuklar ve ergenlerle bu 10-15 yıllık planların diyaloglarda durmadan dönen bir plak haline gelmesi ödev savaşını sadece direnç oluştuğu için uzatıyor, sürece hiç yardımcı olmuyor.

Ateşkes için bazı ipuçları:

· Birincisi çocukların yaşlarına uygun zaman yönetimi planı ve becerisini desteklesinler. Zaman yönetimi biz yetişkinlerin bile çok zorlandığı bir konu. Bir çok yetişkin önemli bir işini son güne bırakırken bir çocuğa projesini son güne bıraktığı için bağırmak ya da nasihat vermek pek adil değil. Görevi parçalara bölmek, günlere yaymak, bir akşamı 20-30 dakikalık bölümlere bölmek belirli bir zihin olgunluğu gerektiriyor zaten. Çok istikrarlı, planlı, ümit verici bir başlangıç ile buna başlansa dahi çocuklara zaman planlaması konusunda bir süre destek vermek gerekir. Yaşına göre hemen bu sorumluluğu alamayabilir.


· Okulda zaman yönetimini başarmaları kesin kural ve sınırlardan dolayı. Bunu evde bir miktar paralellemek iyi bir fikir oluyor.


· Duygusal olarak da bir türlü başlayamama sorununun altında yine çocuğun ödevin zor ve çok olduğuna dair önyargısı yatıyor. Samimi ve sevimli bir üslupla o çok zor ve uzun ödevlerden birine birlikte zaman tutmalarını öneriyorum. Sonra üzerine konuşuyorlar. Zaman tutulan ödev maksimum 15-20 dakikada bitiyor, çoğu zaman daha az bile sürüyor. Gözünde büyütme sorununu azaltıyor.



· Ödevlere “yardımcı” olmanın savaşı sonuçlandırmaya hiç yardımcı olmadığını anlatıyorum. “Ben hep yardıma ihtiyacın olduğunda buradayım.” demek çok iyi, ancak onun sorumluluğundan bir parçayı ebeveynin üzerine alması pek iyi değil.



· Mesela ben verdiğim eğitimde bazı hikaye örnekleri paylaşıyorum. Mesaj veren hikayelerle sorumluluğun çocuğun kendinde olduğunu, anne-baba söylemlerine direnç geliştirmeden dinleyerek içselleştirdiklerini anlatıyorum. Biraz yaratıcılık katmaları gerekiyor iyi bir fikir satıcısı olmaları için.



· Demokratik aile sistemi ve Pozitif Disiplin yöntemlerinin bir şart olduğunu tekrar vurgulayayım. Ayrıca her zaman her sorunda bizi ebeveyn olarak çıkmaza götürmekten kurtaran konunun zekamız, becerikliliğimiz veya ebeveyn gücümüz değil, iyi bir Anne-Baba İletişimi olduğunu hatırlayalım. Tüm savaşların silahla değil diyalog ile sonlandığını unutmayalım.




Tansu Oskay - twitter @TansuOskay - facebook.com/tansuoskay

Psikolojik Danışman ve Terapist

Paps Parenting Ebeveyn Akademisi Kurucusu

www.papsparenting.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.