2 Nisan 2013 Salı

Çocuklarda Ateş

Babası günlerdir ateşi olan ama bugün ateşi düşüp iyileşen Alper'i gece 2'de çişe kaldırmış ve yarı uykuda olan oğluma şöyle demiş:
"Oğlum ateşin 37. Vücudun virüse karşı savaşı kazandı."
 (Eşimin psikolog ve akademisyen olduğunu söylemiş  miydim? Kim yarı uykuda 5,5 yaşında bir çocuğa bunu söyler  :)
Alper de gözleri kapalı : "Haklı olan kazansın baba!" demiş.

Bir makale okudum bu konuda çok hoşuma gitti. Hassas Annelere çok faydalı olacağını düşünüyorum. İşte burada:
                 

                   ÇOCUĞUNUZUN ÖKSÜRÜĞÜNÜ KESMEYİN


Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Anıl Güngör, çocuklarda sıkça karşılaşılan kulak burun boğaz enfeksiyonları ile ilgili soruları yanıtladı.



Çocuklarda en sık rastlanan kulak-burun-boğaz enfeksiyonları nelerdir?


Nezle ve grip virüslerine bağlı üst solunum yolu enfeksiyonları, bademcik iltihabı, kulak iltihabı, burun ve sinüslerin iltihabı ve krup. Bu enfeksiyonların %70i, hatta mevsimine göre daha fazlası nezle ve grip virüsleri ile oluyor. Geri kalan enfeksiyonların büyük kısmı, pnömokoklar, hemofilus influenza B ve moraksella katarrhalis isimli üç büyük bakteri grubu tarafından oluşturuluyor. Geriye önemsiz ve çok ciddi enfeksiyon yaratmayan bakteriler kalıyor. Tedavi edilmesi gerekenler, pnömokok grubu, hemofilus influenza B grubu ve nadiren de moraksella isimli bakteriler.



Çocuklarda kulak- burun-boğaz enfeksiyonlarına yatkınlığı arttıran nedenler nelerdir?


En önemli sebep, çocukların bağışıklık sisteminin yeterince gelişememiş olmasıdır. Biz bunu, aşılarla geliştirmeye çalışıyoruz. Anneden süt yolu ile alınan antijenler ilk birkaç ay çocuğu koruyor. Çocuğun büyümesi ile bağışıklık sistemi gelişiyor. Geçirdiği hastalıklar ile bağışıklık sistemi öğrenip, hastalıklara karşı etkili olabiliyor. Bunun dışında, çocuklarda bildiğiniz gibi hijyen kavramı yok. Çocukları, kreşlerde diğer çocuklar ile bir arada bazen oldukça kalabalık gruplar halinde birarada tutuyoruz. Çocuklar objeleri elleyip ağızlarına götürme şeklinde bir öğrenme davranışına sahipler. Bu sebeplerle, bizden çok daha fazla virüsle, bakteri ile karşılaşıyorlar. Ev ortamında sigara dumanına maruz kalan çocuklarda üst ve alt solunum yolu hastalıkları daha sık ve daha şiddetli oluyor. Bunun yanında, çocuklarda erken çağlarda gıda alerjileri, oyun çocuğu çağında da inhalan alerjiler dediğimiz, solunum yolu ile alınan alerjenler etkili olabiliyorlar. Alerjik çocukları saptamak, özellikle sık enfeksiyon geçiren çocuklarda bunları araştırmak ve bulmak çok ödemli.


Anne- babanın alerjik olması bu konuda ip ucu verebilir. Nadiren, sık enfeksiyon geçiren çocuklarda bağışıklık eksikliği görülür. Bunlar genellikle geçicidir. 3-4 yaş civarında bağışıklık eksikliği, bağışıklık sisteminin matürasyonu ile düzelmektedir. Sık enfeksiyon geçiren çocuklarda bu nedenler araştırılmadan tedavi eksik kalmaktadır.



Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?


Öncelikle bunlarda aile hikayesi ayrıntılı alınmalı. Anne- babanın bilinçli oldukları, ev ortamının niteliği araştırılmalı. Evde sigara dumanına maruz kalıp kalmadıkları araştırılmalı çünkü, sigara dumanı, çocukları malesef üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız bırakan, önlenebilir en önemli sebep durumunda. Bunun yanında çocukların aşılarını yaptırmalı, rutin aşıların yanında, grip aşısını ve pnömokok (zatürre) aşısını da mutlaka yaptırmalı.


Alerjiler varsa tespit edilmeli. Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olabilecek kötü alışkanlıkları, çevresel faktörleri elimine ettikten sonra, her bir enfeksiyonu, herhangi bir tedavi başlamadan önce sebep açısından ayrıca değerlendirmeli. Bu değerlendirme objektif testlerle (boğaz kültürü, kan tahlilleri) yapılmalı. Anne ve babalar bilgilendirilmeli. Doğru ateş ölçme yöntemleri, ateş tedavisi öğretilmeli. Normal olanla olmayan anlatılmalı.



Çocuklarda kulak-burun- boğaz enfeksiyonlarına karşı bağışıklık sistemi güçlendirmek mümkün mü?


Çocuklarımıza yaptığımız aşılar bu amaca yönelik. Rutin aşılar önemli ve ciddi pek çok hastalığı ortadan kaldırmış veya azaltmış durumda. Bunlara ek olarak pnömokok grubunu engellemek için, pnömokok aşısını yaptırıyoruz. Çocukları çeşitli ve dengeli beslemek önemli. Her enfeksiyon olduğunda ilk iş olarak çocukların ateşini, öksürüğünü, burun akıntısını kesme yerine, bakteri ve virüslerin kolayca vücuttan atılabilmesini sağlamak amacı ile, bu fonksiyonları desteklemek önemli.


Örneğin; öksürüğü öksürük şurubu ile kesmek yerine, çocuğun öksürerek rahatça bu ifrazatı çıkartmasını sağlamak gerekmekte. Örneğin; burun tıkanıklığı, burun akıntısı olduğunda, hemen bunu kurutmak için ilaçlar yerine, burundan ifrazatı mekanik olarak temizlemek, tuzlu su ile yıkamak gerekiyor. Ateşi hemen düşürmemek, 38.5 derece, yaşa göre 39 dereceye kadar ateşin enfeksiyona karşı vücudun zafer kazanmasına müsaade etmek gerekiyor. Bunlar bağışıklık sistemini güçlendiriyor.


Ek vitaminlerin dengeli, yeterli beslenen çocuklarda çok fazla bir etkisi yok. Bitkisel olsun, sentetik olsun, piyasada satılan bağışıklık güçlendirici diye bilinen preparatların hiçbirisinin, özellikle çocuklarda geniş çalışmalarda güvenilirliği ve etkisi kanıtlanmamış.



Çocuklarda kulak-burun-boğaz enfeksiyonlarında tedavi nasıl olmalı?


Öncelikle faydalı olmaya çalışırken zarar vermemek gerekli. Antibiyotiklerin ne zaman ve hangi çocuklarda kullanılacağı açık şekilde tanımlanmış durumda. Bunların ipuçları hem klinik bulgular ile hem de laboratuvar testleri ile çok kolaylıkla bulunabiliyor. Öncelikle öksürük, ateş ve burun akıntısının bir düşman olarak görülmemesi gerekmekte. Bunların, bağışıklık sisteminin normal çalışması olduğu anlaşılmalı.


Özellikle çocuklarda kombinasyon ilaçlar kullanılmamalı. Öksürük şurupları, ağrı kesiciler ile beraber verilen ateş düşürücüler ve antihistaminikler faydalı olmadıkları gibi çok zarar verebiliyor. Antibiyotiği ciddi enfeksiyon tehditi altında kullanmak gerekiyor. Öncelikle çocuklarda bağışıklık sisteminin güçlenmesi için, bağışıklık sisteminin çalışmasına müsaade etmek gerekiyor. Ateş, öksürük ve burun akıntısı olduğunda bunları gidermeye çalışmak yerine, 48-72 saat kadar beklemek, tehlikeli durumları tanımak ve ancak bunlar ortaya çıktığında veya çıkma eğiliminde olduğunda müdahale etmek gerekiyor.


 Ropörtajı bu linkten aldım: http://www.uzerine.com/web/post.do?id=205




Ana Sayfaya Dön


Not: Tecrübelerim ve tavsiyelerim teşhis ve tedavi niteliği taşımaz ve doktorunuzun dediklerinin yerini tutmaz. Lütfen sadece doktorunuzu dinleyin

2 yorum:

  1. Sizin gibi hassas bir annenin homeopatiyle tanışmasını çok isterim.
    http://www.organon-homeopati-dernegi.org/homeopati/

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.