7 Şubat 2013 Perşembe

Tecrübeli Pedagog Ayşe Özenç'ten Anaokuluna Başlarken Faydalı Bilgiler

Öncelikle çocuklarımızın gideceği kurumların isimlendirilmesi ile başlamak istiyorum.
0-3 yaş aralığındaki çocuklarımızın devam edecekleri kurumlar Kreş, İlkokula başlayana kadar devam edecekleri kurumlar da Anaokulu olarak, resmi İlkokulların birinci sınıfa başlamadan önceki hazırlık sınıfları da Ana sınıfı olarak adlandırılmaktadır.
Özellikle çalışan annelerimiz işe geri dönmek için ihtiyaç duydukları bebeklerine bakacak kişiyi ararken eğer varsa aileden birisini tercih etmektedirler. Aileden bir kişi yoksa maalesef kreşlerimizin sayıları çok az olduğu için evde bir bakıcıya teslim etmek zorunda kalmaktadırlar.

Çocuklarımız 2 yaşına geldiğinde artık arkadaşa, hayatı paylaşmaya ihtiyaç duymaktadırlar. Ev ortamındaki bir yetişkin ile geçirilen yaşantılar yetmemekte; bu hem birlikte olan yetişkini yormakta ve zorlamakta hem de çocuklarımız için sıkıcı olmaya başlamaktadır.
2 yaşından itibaren çocuklarımızın gelişimlerine ve hazır oluşlarına bakarak kurumlardaki oyun gruplarına katılmaları yaşantılarını çok zenginleştirmeye ve hızlandırmaya başlamaktadır. Bu çocuklarımızın genelde tuvalet eğitimi tamamlanmamıştır, altları bezlidir. Kendi temel ihtiyaçlarını eğer paylaşabiliyorlarsa oyun gruplarına başlama yaşı gelmiş demektir. Kurumlarda iyi organize edilmiş oyun grupları genelde 2- 2,5 saat arasında uygulanmaktadır. Bu saat aralığı; çocukların yaşıtları ile bir arada hayatı paylaşmaya, değişik yaşantılar edinerek hayatının zenginleşmesini sağlamakta, dünyanın merkezinde olmaktan çıkıp gerçek hayattaki bireylerden biri olmalarına yardımcı olmaktadır.
Oyun grubu deneyiminden sonra çocuklarımız düzenli olarak devam etmek üzere anaokulu eğitiminin içine girerler. Çocuklarımız için okul zamanı başlamış demektir.

Kreş yada Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır.
Anaokuluna başlamak bir anlamda çocuğun aile dışına attığı ilk adım olarak düşünülmelidir. Çocuk bireylerini iyi tanıdığı tüm kurallarını bildiği ailenin içinden, kurallarını bilmediği kişileri tanımadığı bir ortama adım atar. Bu yeni durum, çocuklarda uyum sorunu yaratabilir. Çocuklar, başlangıçta belirsizlik ve ayrılma kaygısı yaşayabilirler. Çoğunlukla koruyucu ve aşırı hoşgörülü aile ortamından gelen çocuklarda bu kaygılar daha yoğun yaşanır. Ancak çocuk ortama alıştıktan ve öğretmenlerini tanıdıktan sonra kaygılar ortadan kalkar.
Çocuklarımız bu belirsizlikleri ve kaygıları yaşarken ailelerimizde çocuklarını bıraktıkları için suçluluk yaşayabilirler. İşte bu durumlarda çocuk duyguları çok çabuk hissederek haksız değilmişim annem babam bile kaygı ve endişe duyuyor gerçekten benim başıma korkutucu şeyler gelebilir diye düşünerek okul korkusu artabilir.

Çocuklar için okul yaşantısının başlaması evdeki bireysel yaşamdan kendisi için ayarlanmış düzenden çıkıp grubun içinden bir bireye dönüşerek kurulu bir düzene uyum sağlamasını gerektiren bir ortama geçiş demektir.
Bu süreçte çocuklarımızın doğuşla getirdikleri kişilik özellikleri, okula başlayana kadar edindikleri yaşantılar ve hazır oluşları devreye girer. Çocuklarımızın okula uyum süreçleri; aile olarak o güne kadar yaşananların ve paylaşılanların bir göstergesidir.

Okula başlamadan önce kural ve sınırlar öğretilen, sabretmeyi ve beklemeyi öğrenen ve anne ile bağımlılık ilişkisi yerine bağımsızlık özelliğini kazanan bir çocuk yuvaya başlamak konusunda pek bir sorun yaşamayacaktır.
İstediği karşısında her zaman olumlu bir cevap alması çocuğu beklenti içinde olmaya yönlendirecektir. İsteklerinin gerektiği ölçülerde karşılanması, bazı isteklerinin karşılanamayacağını bilmesi gerekmektedir. Aksi halde her talebi karşılanan çocuk girdiği her ortamda aynı şeyi bekleyecek ve sonunda hayal kırıklığına uğrayarak anaokuluna gitmek istemeyecektir.
Çocuklarımızın güvenle okula başlaması ve orada yaşananları keşfetmesine yardımcı olmak için birinci adım araştırmalarımızı yapıp çocuğumuzun ihtiyaçlarına ve anne babalarımızın beklentilerine uygun bir kurum seçmektir.
Anne-babanın birlikte anaokullarını çocuk olmadan dolaşmaları ve genel olarak karar verdikten sonra çocuğu okula götürmeleri doğrudur. Çünkü seçme kararı çocuklara bırakıldığında çok beğendiği bir oyuncak yada bölüm tercihini etkileyebilir, çocuğun ısrarı karşısında kararsız kalınmasına ve uygun olmayan şartlara rağmen seçmede zorluklara neden olabilir. Verilen hizmetler, saatleri, mesafesi, mali yönü bize uygun olan kuruma, çocuğumuzu güven içinde teslim edebiliriz.

Okula çocukla beraber gitmeden önce, güzel zaman geçirebileceği, arkadaşlarının olacağı bir okula gidecekleri söylenmeli ve ilk gün sadece ziyarete giderek kısa bir süre kalınarak tanışması sağlanmalıdır. Ziyarete gitmeden önce mutlaka kurumla konuşularak uygun saat ve eğlenceli bir aktiviteye denk getirmek ilk izlenimler açısından önemlidir.
Özellikle 3 yaşında okula başlayan çocukların yada ilk okul yaşantısı olan çocukların ilk günlerde zamanı yavaş yavaş arttırarak yaşananlar, mekan ve kişiler hakkında gözlem yapmalarına yaşananları kafalarında anlamlandırmalarına fırsat vermek gerekmektedir. Bu süreçte çocukların bireysel özellikleri ve ön yaşantıları eğitimcileri ve aile bireylerini yönlendirecektir. Çocukların ihtiyaçları doğrultusunda bu süreç planlanmalıdır.

Pedagog Ayşe ÖZENÇ
Çiçekli Bahçe Anaokulu Kurucu Müdürü
www.ciceklibahce.net






Not: Lütfen doktorunuzu dinleyin. Benim tavsiyelerim sadece benim tecrübelerim ve kişisel araştırmalarımdır. Teşhis ve tedavi niteliği taşımaz ve doktorunuzun tavsiyesinin yerini tutmaz. Sevgiler

Ana Sayfaya Dönün

1 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.