29 Mart 2013 Cuma

Çocuğunuz ateşli ve hasta olduğunda neler yapabilirsiniz?

Çocuklar hasta olur ve bu çok normaldir. Özellikle okula giden çocuklar çok daha fazla hasta olur. Hatta okula gitmeyen çocukları olanlar okula giden çocukların annelerine "Sizin de çocuklar ne çok hasta oluyorlar, aa neden acaba?" filan der ve sinir ederler ama sonra seneye onların da çocuğu okula başlayıp ayda 2 kere hasta olunca telefonu açıp özür dilerler. Kızmayın onlara, nereden bilsinler okuldan bu kadar hastalık gelebileceğini? Ama inanın bu hastalanmalar size çok acı verse de onların bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle de en ufak ateşte hemen ateş düşürücüyü verip çocuğunuzun vücudunun antikor üretmesini engellemezseniz. Vücudu ateşle ve hastalıkla savaşırken antikor üretir ve bunlar onun bağışıklığını güçlendirir. Bu nedenle lütfen hemen ilaca sarılmayın. Doktorunuza danışmadan panikleyip ilaç vermeyin.

Özellikle ilk çocukta anneler tedavi peşinde koşarken çocuğa gereksiz yere ilaç yüklemesi yapılıyor ve bu yarardan fazla zarar veriyor. Ben de aynı yanlışı ilk çocuğumda ilk başlarda yaptım itiraf ediyorum. Ateşi 38,4 olunca panik oldum hatta Alper'i kapıp acile koşturdum. Şimdi o günleri düşününce "ne kadar da tecrübesizmişim" diyorum. Tabii ki her çocuk farklıdır ve bağışıklık sistemlerine göre davranmak gerekir. Bazı çocuklar ateşe karşı dayanıksızdır ve havale riski vardır. Onları ayrı tutuyorum ve her zaman çocuğunuzu tanıyan doktorunuzu dinleyin diyorum. Bazı hastalıklarda ilaç hatta antibiyotik kullanmak gereklidir.
Ben sadece size şu anda ateş olduğu zaman ne yaptığımı anlatmak istiyorum. Ateşi koltuk altından ölçüyorum. Eskiden kulaktan ölçerdim ama artık ona pek güvenmiyorum çünkü beni birkaç kez yanılttı. Cıvalı termometreleri çocuğun poposuna sokmayı pek tavsiye etmiyor doktorlar. Çok tehlikeli olabilir. Zaten sağlık bakanlığı artık cıvalı ateş ölçerlerin satışını yasakladı ve kalanları toplattı. Kulaktan ölçülen ateş her zaman biraz fazla çıkar unutmayın. Bunu da düşünerek doktorumuzun tavsiyesiyle 38,5'a kadar ben ateş düşürücü vermiyorum. 38'den itibaren çocuğu soyuyorum. Kış da olsa evde fanila ve donla dolaşıyorlar ve ateş devam ediyorsa öyle yatıyorlar. Kesinlikle üstü örtülmeyecek. Yorganları kaldırın yataktan çünkü ateşli çocuk üşür ve sarınmak ister ama bu onun ateşini yükseltir. Merak etmeyin üşütmez. Ateş 38,5 olunca serine yakın ılık duş aldırıyorum veya kompres yapıyorum bezlerle. Evin ısısını 20 dereceye düşürüyorum. Alnına yapışan jeller var eczanelerde satılıyor serin tutuyor başını 6 saat boyunca onlardan yapıştırıyorum. Diyelim ki bu tedbirlere rağmen ateş 38,5'u geçti o zaman doktorun tavsiye ettiği parasetamol ve ibuprofen içeren iki ayrı ilacı 4 saatte bir dönüşümlü kullanıyorum. (Dikkat edin ilaçlarda paraben olmasın, olmayanlar var) Siz doktorunuza danışmadan çocuğunuza ilaç vermeyin. Ateş 39,'u geçerse doktorumuzu arıyorum ve gerekli görürse acile götürüyorum. 

(Not: Sevinç Eylül 2013'te havale geçirdiği için artık ona diğerlerinden daha farklı davranılması gerekiyor. Havale geçiren çocuklara ateşleri 38 olduğunda ateş düşürücü verilmesini ve ılık duş yaptırılmasını tavsiye ediyor doktorlar)

Hasta olduklarında burunlarını günde 3 kere tuzlu suyla açıyorum. Burada anlattım. http://hassasanne.blogspot.com/2013/01/simdi-tkal-burun-sezonu-nasl-acacaksnz.html
Burunları tıkalı olunca rahat nefes alamıyorlar ve uyuyamıyorlar. Ayrıca tıkalı burun açılmazsa kulağa vurup kulak enfeksiyonuna yol açabiliyor. Yastıklarına ve kıyafetlerine COLDMIX denilen bitkisel yağlardan oluşan damladan damlatmak da çok faydalı oluyor, rahat uyuyorlar.

Hasta olduklarında vücutlarındaki kızarıklıklara çok dikkat etmek gerekiyor. Döküntü varsa mutlaka doktora götürüp ne olduğuna baktırmalısınız. 5. hastalık, 6. hastalık, kızamık, suçiçeği, kızıl vs. olabilir ve hepsinde ayrı davranmak gerekiyor. Doktor kızarıklıkların nerede olduğuna ve nasıl olduğuna bakarak hangi hastalık olduğunu söyleyecektir.

Çocuğunuz boğazım veya kulağım ağrıyor dediğinde onu mutlaka doktora götürün. Kulak iltihabı olabilir ve bunun mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Eğer boğazım ağrıyor diyorsa boğazında Beta mikrobu olabilir. Çocuğunuzun okulunda beta mikrobu çıktıysa en ufak bir belirti gördüğünüzde boğazdan hem 1 saatte sonuç veren kısa beta testini hem de 3 günde sonuç veren beta boğaz kültür testini yaptırmanızda fayda var. Bazen kısa testte negatif çıkıyor ama uzun testte pozitif çıkıyor. Bu bize 4 kere oldu. Uzun testi yaptırmasak Betayı yakalayamayacaktık. 10 gün boyunca alınan antibiyotikle veya kalçadan vurulan penisilin iğnesi ile tedavi edilmeyen beta ilerde kalp romatizmasına yol açabiliyor. Fazla belirti olmadan da geçirebiliyor çocuklar betayı. Mesela geçen sene Sevinç'te sadece burun tıkanıklığı oldu, ateş ve döküntü olmadı. Alper'de sadece döküntü ve burun tıkanıklığı oldu. Esin'de hem ateş, hem burun tıkanıklığı hem de döküntü oldu. Hepsinin beta testi pozitifti. Neyse ki yakaladık ve tedavilerini oldular. Lütfen Betayı ciddiye alın.

Hassas Doktor Prof. Ahmet Rasim Küçükusta şöyle diyor:

"Küçük çocukların senede en az 5-6 sefer viral enfeksiyon geçirmeleri ve buna bağlı ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, boğaz ağrısı gibi şikayetleri olması Allah’ ın emridir.
Bunlar ilaca gerek kalmadan birkaç gün içinde geçer gider.
Bazen anne-babaların endişelerinden, bazen doktorun aşırı titizliğinden, bazen defansif tıptan, bazen başka sebeplerden aşırı tetkik yapılıyor.

Bunların getirdiği gereksiz harcamalar ve zaman kaybı dışında da mahzurları var.
BİR: Çocuk doktordan ve hastaneden nefret eder hâle geliyor.

İKİ: Çocuk tetkiklerden zarar görebiliyor. Özellikle X-ışını kullanılan röntgen ve tomografiler rastgele değil mutlaka gerekliyse yapılmalı.

ÜÇ: Aşırı tetkikler aşırı teşhislere ve sizin çocuğunuzda da olduğu gibi aşırı ve gereksiz tedavilere yol açıyor."

Yazısının devamı burada http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2013/03/28/derdime-bir-care/cocuklara-cok-fazla-ilac-veriliyor/







Not: Lütfen doktorunuzu dinleyin. Benim tavsiyelerim sadece benim tecrübelerim ve kişisel araştırmalarımdır. Teşhis ve tedavi niteliği taşımaz ve doktorunuzun tavsiyesinin yerini tutmaz. Sevgiler

Ana Sayfaya Dönün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.